İstanbul Kabataş'ta bulunan Çavuş&Coşkunsu Hukuk Bürosu'nda 3 yıldır staj yapan Ilgaz Yaraş, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Üniversitenin ikinci yılında bir tanıdık vasıtasıyla stajını bulduğunu dile getiren Yaraş, derslerinin olmadığı zamanlarda ofise destek olduğunu fakat genel olarak hukuk öğrencilerinin staj bulmalarını çok zor ve sancılı bir süreç olduğunu söyledi. "Sırf İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden her yıl 1200 kişi mezun oluyor. Mezun sayısı çok fazla olduğu için hukukçunun bir değeri yok. İstanbul Barosu'na kayıtlı 35 bin avukat var fakat önümüzdeki 5 yıl içinde 35 bin avukat daha bekleniyor. Hedef ise dünyanın en büyük barosu olmak" diyen Yaraş, her mesleğin stajyerinin en önemli sorunu meslek teşekküllerinin stajyerler için maaş belirlememeleri olduğunu dile getirdi.
Şu anda stajyer avukatın aldığı maaşın, asgari maaşın üçte biri olduğunu fakat İstanbul Barosu'nun stajyer avukatlar için faizsiz geri ödemeli bir kredi uygulaması olduğunu söyleyen Yaraş "Bu durumun sorumlusu olarak işverenleri görmüyorum. Hiçbir işveren bir başkasına iyilik yapma amacı taşımaz, işveren işini yürütme amacı taşır" dedi ve ekledi "Stajyer avukatların maaşları bu kadar azken, hakim ve savcı stajyerlerinin aylık maaşı 3500 TL. Savcı ve Hakimlik Sınavı'nı kazandıktan sonra iki sene staj süreleri var. Onlar devlet güvencesi altında korunurken avukatlık stajı yapanların asgari ücretten az bir parayla her ay geçinmesi bekleniyor".
Yaraş "İnsan ilişkileri iyi bir staj için ilk adım" dedi
Devlet üniversitelerini ve vakıf üniversitelerini hukuk eğitimi açısından kıyasladığı zaman ikisinin de kendilerine göre avantajları ve dezavantajları olduğunu dile getiren Ilgaz Yaraş "İstanbul Üniversitesi'nde her sınav klasik tarzda yapılır ve çarşaf çarşaf kağıt harcarsınız. Seçenekli sorular olmadığı için konuyu bilmiyorsanız boş kağıt verirsiniz. Test çözerek hukuk fakültesinden mezun olan öğrenciler staj dönemlerinde mağdur oluyorlar. Devlet üniversitesinden mezun olduğunuzda hukuk bilginiz oluyor fakat ingilizceniz olmuyor. Vakıf üniversitesinde ise tam tersi bir durum söz konusu. İngilizce bilen mezunları sadece çeviri için kullanıyorlar çünkü onların hukuk bilgisi yeterli olmuyor" dedi.
"Adliye stajında, stajyer avukat olduğunuzu çaktırmamak gerekiyor"
Her öğrencinin öğrencilik döneminde kendini geliştirmesi gerektiğini ve alt yapısı sağlam olarak zorunlu stajına başlaması gerektiğini savunan Yaraş "Adliye stajının ilk altı ayında her gün adliyeye gidip imza atmanız gerekiyor bu yüzden şehir dışına çıkmanız yasak. Stajyerler sömürülmeye müsait oldukları için aynı anda kendilerini geliştirmeye çalışmaları çok zor. Hukukçuların zorunlu staj dönemi çok yoğun ve zor geçiyor" dedi. Yasal bir zorunluluk olmadığı sürece stajyer avukat olduğu belli edilmemeli diyen Yaraş "Memurlar stajyer olduğunuzu anladığı anda rahat ve umursamaz bir hava takınmaya başlıyor ve talepleriniz yerine getirilmiyor. Karşınızdaki insan, sizin yırtınarak staj döneminizi atlatmanız gerektiğini ve hiçbir güvenceniz olmadığını bildiği için böyle davranıyor" diye değerlendiriyor.
Ilgaz Yaraş staj yaptığı ofiste
"Hukuk fakültelerinde avukatlık veya hakimlik dersleri yok"
Hukuk fakültesinden mezun olan herkesin avukatlığa veya hakimliğe hakim olduğu düşüncesinin yanlış olduğunu ve avukatlık derslerinin sadece baroda, hakimlik derslerinin ise akademide alınabileceğini söyledikten sonra yurtdışından örnek veren Ilgaz Yaraş "Yurtdışında avukat olmak için dört senelik hukuk eğitiminin üzerine üç sene yüksek lisans yapmanız gerekiyor. Gördükleri dersler çok kapsamlı ve pratikte de uygulayabiliyorlar. Biz ise sadece kanunu bilerek mezun oluyoruz" açıklamasında bulundu.
"Rehin alınan savcının durumu neden güvenlik zafiyeti olarak görülmüyor da bir mesleği işaret ediyor?"
Yaraş aynı zamanda, geçtiğimiz ay Çağlayan Adliyesi'nde rehin alınan ve daha sonra polisin gerçekleştirdiği operasyon sonucu hayatını kaybeden Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz olayı hakkında görüşlerini paylaştı. "Rahmetli savcının kaçırılıp öldürülmesi olayında söz konusu durum; adliyeye avukat taklidi yapılarak avukat cübbesiyle girilmesi. Burada göz önünde bulundurulması gereken nokta şu; kimliği olmayan insanları neden içeri alıyorsunuz? İnsanlar avukat rolü yapabilir korkusu oluşması gerekirken, avukatlar teröristlik yapabilir korkusu oluştu. Bu olaydan sonra adliyede avukatlar x-ray taramasından geçiyor. Güvenlik görevlisi eliyle arama yapmadı diye durum üst araması olmaktan çıkmıyor. Olaydan sonra adliye girişinde sürekli bir yığılma var çünkü o kadar avukatı seri bir şekilde içeri alacak bir düzen yok" dedi.
Haber türü: Foto haber
Fotoğraflar: Hazan CELHUNZ